Öyle bir meyve düşünün ki ilk yendiğinde hiçbir tat almıyorsunuz, basit ve sıradan bir his uyandırıyor. Ancak bir süre sonra özsuları dilinizi kapladıktan sonra yiyeceğiniz tüm acı ya da ekşileri tatlıya döndürüyor.
Nasıl ama, mucievi değil mi? İşte bu yüzden latincesi Synsepalum dulcificum olmasına rağmen Amerikalılar bu meyveye Miracle Fruit yani Mucize Meyve adını vermişler.
William Freeman Daniell (1818–1865) isimli askeri doktor ve botanik uzmanının Gana’da görev esnasında keşfederek literatüre kazandığı meyvenin içerisindeki glikoprotein türü olan Miraculin’in, dilin üzerinde yer alan tat algılayıcılarını kaplayarak gerçek bir mucize yani miracle yarattığı gözlemlenmiş. Bir örnek vermek gerekirse, dildeki reseptörleri bir saat kadar kapladığı varsayılırsa 1,5 kilo limonu sanki elma yiyor gibi hiç zorlanmadan yiyebilirsiniz!
Şimdilerde yurtdışında tadım etkinliklerinde hapları kullanılarak lezzet arttırıcı özelliğinden de yararlanılıyor.
İlk kayıtlarına, kaşiflerin 1700’lü yıllarda Afrika’ya yaptıkları seyahatlerin notlarından ulaşılan Mucize Meyvesi, Türkiye’de hala bilinmese de 1970’lerde Amerika’da ev kullanımı için yaygın bir şekilde yetiştirilmeye başlanmış. Gana, Porto Riko, Tayvan ve Amerika üretimin büyük bir bölümünü üstleniyor.
Kullanım alanlarını düşünüyorum da, her kebapçıda en az bir kaç filiz bulundurulabilir.
Alın size ‘Mucize Meyve’ ile ilgili bir video, tadan kopamıyor;